Bu yıl 1 Mayıs’ı her geçen gün derinleşen yoksulluk ve ağırlaşan baskı koşullarında karşılıyoruz. Ücretlerimiz enflasyon karşısında erirken her yeni güne yeni zam haberleriyle uyanıyoruz. Anayasal haklarımız kullanılamaz hale getirilirken en temel hak talebinde bile polis şiddetiyle yüzleşiyoruz. Milyonların sahiplendiği Gezi Direnişi uydurma gerekçelerle ve Saray’ın mahkemelerinde mahkûm edilmeye çalışılıyor.
Diş hekimleri olarak tüm bunların yanında mesleki alanımızdaki sorunlarla uğraşıyoruz. Piyasacı anlayışla, plansız ve yetersiz koşullarda açılan fakülteler toplumun sağlık ihtiyaçlarına yanıt vermediği gibi diş hekimlerinin emeğini ucuzlatmaktan başka bir işe yaramıyor. Düşük ücretler, güvencesiz çalışma koşulları ve işsizlik tehlikesi özellikle genç diş hekimlerini tükenmişliğe sürüklüyor. Meslektaşlarımız umutsuzluk ve geleceksizlik kıskacında çözümü yurtdışında arıyor. Devlette çalışan diş hekimleri performans baskısı altında mesleğini sürdürmeye çalışıyor. Muayenehanesi olan meslektaşlarımız piyasanın insafına terk edilmiş durumda ve başlarının çaresine bakması isteniyor. Sağlıkta şiddet artarak devam ediyor.
Saymakla bitmeyecek sorunlarımızın tek bir reçetesi var: Örgütlü mücadele. Odalarda, sendikalarda, derneklerde, platformlarda, topluluklarda; bulunduğumuz her alanda gerçek ve kalıcı bir çözüm için örgütlenmek, haklarımızı savunmak ve toplumcu mücadeleyi büyütmek zorundayız.
Sömürüye, yoksulluğa, talana, baskılara karşı emeğimiz, haklarımız ve özgürlüğümüz için 1 Mayıs’ta meydanlarda olacağız.
Yaşasın 1 Mayıs!