Efe Çelebi ve Gelecek Grubu Gerçeği – Emre Kırmızıtaş

tarafından tdh
0 Yorum Yap

Bir süredir diş hekimliği camiasında Gelecek Grubu ismiyle kurulan yeni grup konuşuluyor. Dentgroup Diş Kliniklerinin sahibi Efe Çelebi, anlaşılan önceki dönem desteklediği grupta istediğini bulamamış olacak ki bu dönem İstanbul Dişhekimleri Odası seçimlerine bizzat kendisi aday olmaya karar vermiş. Bolca “ünlü” hekimi ve Saray’a yakın birtakım unsurları etrafında toplayan Efe Çelebi seçimlerde iddialı olduğunu belirtiyor, birçok vaatte bulunuyor. Peki, bunların ne kadarı gerçek veya hangilerini gerçekleştirebilir? Ya da soruyu şöyle formüle edelim: Efe Çelebi ve grubunun esas niyeti nedir? Bu yazıda bunu incelemeye çalışacağım.

Efe Çelebi Herkesi Zengin Yapabilir mi?

Türkiye’nin siyasi tarihini bilenler Menderes’ten Özal ve Çiller’e kadar sağ gelenekten gelen siyasi parti başkanlarının veya sözcülerinin “her mahallede bir milyoner” çıkışlarını hatırlayacaklardır. Milyonlarca emekçi yoksullaşırken onlar kürsülerde böyle bağırıyorlar, kendilerince bu süreci gizlemeye çalışıyorlardı. Efe Çelebi’nin tatilden paylaştığı bir videosunda “hepimiz beraber zengin olalım” sözünü duyunca aklıma direkt bu tarihsel analoji geldi. Peki, böyle bir şey mümkün mü? Mevcut düzen içerisinde tüm diş hekimleri birlikte zengin olabilir mi?

Kestirmeden söyleyelim, hayır. Birazcık ekonomi politik bilgisi zaten bunun mümkün olmayacağını bilmek için yeterli. Kapitalist düzen içerisinde birilerinin zengin olması birilerinin yoksul olması koşuluyla gerçekleşebilir. Kendisinin ideolojik önderleri dahil bu konuda söz söylemiş, kalem oynatmış herkes tarafından teyitli bir gerçek. Peki, Efe Çelebi bunu bilmeden mi söylüyor? Bence gayet farkında ama mensubu olduğu sınıfın yaptığı gibi yalan söylüyor. Bizzat sahibi olduğu Dentgroup’a bakalım.

Herkesi zengin yapacağım, tüm diş hekimlerini kurtaracağım diye ortalıkta dolaşan patron Efe Çelebi’nin sahibi olduğu zincir kliniklerde ücretli olarak çalışan diş hekimlerine ne kadar maaş verdiğini merak ettim ve araştırmaya başladım. Tahmin ettiğim gibi oldukça kötü bir ücret düzeni ile karşılaştım. Dentgroup’un 2024 yılı için hazırladığı maaş tablosu kliniklerin cirosu (A, B, C, D, E grubu), hekimlerin statüsü (“junior” ile başlayıp “nirvana” ile biten) ve uzmanlık durumuna göre sınıflandırılmış. Bütün sınıflandırmalar ve sıfatlar ilgili şirkete aittir. Bu tabloya göre 2024 Ocak ayı için en düşük temel ücret bu yıl başında belirlenen net asgari ücret tutarı olan 17 bin TL civarındadır. Diğer bir deyişle, herkesi zengin etmek isteyen Efe Çelebi kendi kliniğinde yeni mezun bir diş hekimine temel ücret olarak asgari ücret vermektedir. Olur da biraz “ciro” yaptı diyelim, beyefendi o aylık cironun yüzde onundan bile az bir oranı diş hekimine layık görmektedir. İşe yeni başlayan diş hekimlerinin bu primi dahi almadan “deneme süresi” adı altında aylarca asgari ücrete çalıştırıldığını da ekleyelim. Bu tabloya göre diyelim “nirvanaya” yani en yüksek ciroya ulaştınız, alabileceğiniz temel ücret yoksulluk sınırının biraz üzeridir. Çalışkan ve cevval bir hekimseniz kliniğe kazandırdığınız paranın belki beşte birini prim olarak alabileceksiniz. Resmi enflasyon oranının yarısından bile az bir oranda yaptığı yıllık ücret artışını lütuf gibi sunmasına ise diyecek laf yok.

Özetle, Efe Çelebi gibilerin şaşalı hayat sürmelerinin koşulu onlarca diş hekiminin asgari ücrete ve güvencesiz çalışmasıdır. Size pazarlamaya çalıştığı sözde ışıltılı hayatın arkasında derin bir sömürü yatmaktadır. Diş hekimlerine sunduğu gelecek tam olarak budur. Kendisi bunu bile bile meslektaşlarına yalan söylemeye devam etmektedir. Kendi klinik zincirinde diş hekimlerine asgari ücreti ve yoksulluğu dayatan bir patronun diş hekimliğinin geleceğine dair söz söyleme hakkı var mıdır?

Kendi İşinin Sahibi Yalanı

Getir, Trendyol gibi büyük online alışveriş tekellerinin uyguladığı ve son zamanlarda sıkça eylemlere konu olan esnaf-kurye modelini (uluslararası literatürde Gig Economy) duymuşsunuzdur. İngiliz yönetmen Ken Loach’un “Sorry We Missed You” filminde de işlediği bu modelde kişi o işi gerçekleştirmek için üretim aracını kendisi alarak (kurye örneğinde bu araba veya motosiklet oluyor) bir nevi kendi işinin patronu gibi gözüküyor. Gerçekte olan ise işverenin her türlü sorumluluğu çalışana yıktığı, acımasız prim düzeniyle çalışanı tüketen, her türlü özlük ve sosyal haktan azade çalışma biçiminin dayatılmasıdır.

Diş hekimliği alanına bunun tercümesi şahıs şirketidir. Tıp hekimlerinde uzun yıllardır yürürlükte olan bu uygulama bizim alana görece yeni geldi diyebiliriz. Bu sistemde işe başlayan diş hekimleri kendi adına şirket açıp iş sözleşmesini bu çerçevede yapmaktadır. Örneğimiz Dentgroup; siz Dentgroup’a başvurduğunuzda ve sizi kendilerine uygun görürlerse (!) kendi adınıza şirket açmanızı zorunlu tutuyorlar. İş kanuna göre sizi 4A üzerinden kayıtlı göstermek zorundayken bu şekilde kanunun etrafından dolanıyorlar. Sonuç, aylık 6-7 bin TL’ye varan sigorta primini ve 2 bin TL’ye varan muhasebe bedelini çalışan hekimin ödemesi, tazminat hakkının olmaması, gelecekte emekli olunca en düşük orandan emekli maaşı, sendikal örgütlenme özgürlüğünün gaspı vb. Size “kendi işinizin patronu olacaksınız” mottosuyla pazarlamaya çalıştıkları gerçek budur.

Diğer bir deyişle, bir Getir veya Trendyol kuryesi ne kadar kendi işinin patronuysa ve o şirketlere ortaksa, Efe Çelebi’nin sahibi olduğu Dentgroup’ta şahıs şirketi açtırılarak çalıştırılan diş hekimleri de o kadar kendi işinin patronudur. Tazminat hakkı, emekli maaşı, sigorta primi gibi bir sürü başlıkta diş hekimlerinin aleyhine olan bu uygulamayı “kendi işinin patronu olmak” kılıfıyla sunan Efe Çelebi’nin ikinci büyük yalanı budur.

“Sepete At Diş Hekimliği” Garabetinin Sahibi

Piyasacı sağlık anlayışının bir garabeti olan “sepete at diş hekimliği” uygulamasının sahibi yine Efe Çelebi’dir. Konu hakkında 20 Mayıs 2022 tarihinde meslektaşlarımızı uyaran bir açıklama yayınlamış ve bu işin takipçisi olacağımızı belirtmiştik (1). Girişimlerimiz sonrası distedavim isimli internet sitesi kapatılmış fakat sonra başka bir formatta yeniden açılmıştır.

“Çağa uygunluk” kılıfı altında yürürlüğe sokmaya çalıştığı bu sistem diş hekimlerinin bütünüyle aleyhine olan bir uygulamadır. Efe Çelebi ağız-diş sağlığı hizmetlerini tıpkı yemek siparişi verir gibi alabilecekleri bir ortam yaratmış, hekimlik mesleğinin en temel belirleyenlerinden birisi olan mesleki özerkliği ve endikasyon sürecini böylelikle tasfiye etmeye çalışmıştır. Bu siteye girince istediğiniz tedaviyi herhangi bir diş hekimi muayenesinden geçmeden “sepete” atıyor, tedavi fiyatları üzerinden diş hekimleri arasında bir rekabet yaratıp meslektaşlar arasındaki ilişkiyi zedeliyor, alınan hizmet değerlendirilerek diş hekimlerini puanlıyor ve tekelleşmenin önünü açıyorsunuz. İlgili internet sitesinin ekran görüntülerine yazının sonunda paylaşılan bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Efe Çelebi bahsedilen internet sitesi üzerinden “çağın gerekliliği” adı altında hekimlik mesleğinin kendisine saldırmıştır. Endikasyon sürecini ve tedavi planlamasını hekimden alıp basit bir hizmet satışı haline getirmeye uğraşan bir kişi mesleğimizin geleceğini savunabilir mi? “Tedavimi yapan hekim bana yeterince gülmedi” diye kendiniz hakkında yazılan yorumları okumayı, patronların hastalar tarafından verilen puanlara göre ücret verdiği bir sistemi hayal edebiliyor musunuz? Efe Çelebi’nin gelecek tahayyülü tam olarak budur.

“Özgürlük Havarisi” Efe Çelebi

Efe Çelebi’nin en çok yakındığı konuların başında reklam yapma özgürlüğünün elinden alınması geliyor. Bunu hem grubunun vaatlerinde hem de kendi çektiği videolarda sık sık dile getiriyor. Bu talebi de “özgürlük” ambalajı altında sunmaya çalışıyor. Peki, Efe Çelebi’nin “özgürlüğünün” bedelini kim ödüyor? Genel olarak tüm diş hekimleri, özel olarak kendi kliniğinde çalışan diş hekimleri. Çünkü onun istediği esasen sermayeye, patron sınıfına özgürlük.

Efe Çelebi’nin özgürlük adı altında savunduğu uygulamalar aslında tüm diş hekimlerinin zararınadır. Efe Çelebi’nin özgürlükten anladığı parası olanın her şeyi yapabilmesi, olmayanın ise ne hali varsa görmesidir. Kendi grubunun paylaşımlarında “ceza” veya “yasak” olarak kodlanan uygulamalar aslında rekabeti düzenleyen kurallardır ve bunlar esasen meslektaşlarımızı korumaktadır. Kendisi ve grubu kuralsız, hudutsuz bir sömürünün ve tekelleşmenin peşinde olduğu için bu kurallardan rahatsızdır. Bir bütün olarak diş hekimlerinin aleyhine olacak uygulamaları kendi çıkarı için savunmaktan imtina etmeyen Efe Çelebi için bu tutum şaşırtıcı değildir.

Biraz daha somutlamak ihtiyacıyla yine Dentgroup ve benzeri zincir kliniklere bakalım. Dentgroup ve benzeri zincir kliniklerde çalışan diş hekimleri bu “özgürlükten” zarar görüyor çünkü şu an zaten fiilen reklam yapabiliyorlar. Nasıl yapabiliyorlar? Diyelim klinik zincirlerinde reklam standartlarına uymayan şekilde davrandı ve yürürlükte bulunan mevzuat maddelerini ihlal etti. Doğal olarak meslek örgütü bunun uygun olmadığına dair işlem başlattı. Peki, sorumlu kim oluyor? Esas sorumlunun şirket veya patron olması gerekirken sorumlu tutulan ve cezayı alan mesul müdür meslektaşımız oluyor. Üç kuruş paraya orada çalıştırdığı diş hekimine aslında hiçbir sorumluluğu olmamasına rağmen bir de böyle bir sicili işletiyorlar. Diyelim meslekten men cezası aldı bu arkadaşımız. İlgili şirket bunu telafi ediyor mu? Tabi ki hayır. Hem yok yere ceza yiyorsun, siciline işleniyor hem de senin uğradığın bu zararı karşılayacak ölçüde bir tazminat alamıyorsun. Bırakın tazminatı, kimi örneklerde sizi yasal süreci ihlal etmeye teşvik eden patronlar bile çıkabiliyor.

Efe Çelebi kimin için özgürlük istiyor? Kendisi bu işler hiçbir denetime takılmasın, etik ve deontolojik açıdan hiçbir kural olmasın, her şey patronların istediği gibi olsun, tekelleşmenin önü açılsın diye uğraşıyor. Efe Çelebi’nin istediği özgürlük sermayenin sınırsız sömürü özgürlüğüdür. Her şeyin piyasaya tabi olduğu, hiçbir etik ve deontolojik ilkenin olmadığı, hekimliğe dair tüm değerlerin dejenere edildiği bir geleceğe tamam diyebilir miyiz?

Sonuç Yerine

Efe Çelebi ve Gelecek Grubunun falsolarını saymakla bitmez. Şimdilik önemli gördüklerimi sizinle paylaşmak istedim. Bu vesileyle bütün meslektaşlarıma ama özellikle genç diş hekimlerine bir çağrı yaparak bitirmek istiyorum. Size iyi bir gelecek vaadi sunan, sorunları çözeceğini iddia eden grupların, adayların geçmişte neler yaptıklarına, nasıl yaşadıklarına bakın. Size zengin olma vaadi sunanların diş hekimlerini nasıl sömürdüğünü, sorunları çözeceğini iddia edenlerin o sorunların büyük ölçüde kaynağı olduğunu, “solcuyum” diye ortalıkta dolaşanların bu değerleri nasıl suistimal ettiklerini göreceksiniz. Biz bunların hepsine karşıyız, hepsiyle mücadele ediyoruz.

Bize de bu gözle bakın. Toplumcu Diş Hekimlerinin neler yaptıklarını, nasıl yaşadıklarını, mesleğe ve ülkeye dair yaklaşımlarının neler olduğunu inceleyin. Size yalan söylemeyeceğimizi, yaptığımız her şeyin arkasında durduğumuzu, arkasında duramayacağımız hiçbir işi yapmayacağımızı ve sizi aldatmayacağımızı göreceksiniz. Çünkü biz “halka yalan söylemek suçtur” diyen bir gelenekten geliyoruz. Sizlere yani meslektaşlarımıza karşı da bu ilkesel tutumu benimsemeye özel bir önem veriyoruz.

5 Mayıs’ta yapılacak İstanbul Dişhekimleri Odası seçimlerinde oyunuzu size asla yalan söylemeyeceklere ve gerçekten diş hekimlerinin geleceğini düşünenlere, on yıllarca oda yönetmelerine rağmen dün bu işlere başlamış gibi çeşitli vaatlerle karşınıza çıkmayacaklara, büyük laflarla yönetime gelip hakkını vermeden o koltukları bırakmayacaklara, sözde değil gerçekten mücadeleci olanlara, her koşulda emeğin ve özgürlüğün tarafında olacak, bunun için her koşulda ve her zaman mücadele edecek Toplumcu Diş Hekimlerine verin.

 

 


(1) https://toplumcudishekimleri.com/distedavim-isimli-internet-sitesi-hakkinda/

ŞUNLAR DA HOŞUNUZA GİDEBİLİR