“Dişçiler Arasındaki Mesele Kapanmadı” | 17 Ekim 1932 – Milliyet Gazetesi

tarafından tdh
0 Yorum Yap

Azmi Bey ehliyetname verilenler üzerindeki fikirlerinde ısrar ediyor
Niçin bir cerraha operatörlük unvanı ve hakkı verilmiyor da bir kalfaya dişçilik hakkı veriliyor

Dişçi mektebine hücum eden Diş tabibi Ali Azmi B. e, mektep müdürü Sait Cemil B. tarafından verilen cenabı neşretmiştik. Ali Azmi B. de Sait Cemil B. e cevaben yeniden şunları söylemektedir:

“Sait Cemil B. dişçi kalfa ve çıraklarına diploma değil, ruhsatname verildiğini ve bunların diş tabibi değil, dişçi ünvanını kazandıklarını söyliyor. İster ruhsatnameli dişçi, ister diplomalı diş tabibi olsun, hepsi ayni hukuku haiz, Etıbba odasına dahil ve icrayı san’at hususunda ayni imtiyazlara malik değil midirler? Hastahanelerde çalışan nice cerrahlar vardır, bunlara operatör diploması neden verilmiyor? Senelerce eczacı kalfalığı yapanlar, eczacı diploması alabiliyorlar mı?

Yüzlerce bina yapan kalfalara mimar deniliyor mu? Neden dişçi kalfa ve çıraklarına dişçilik diploması vermek, yalnız dişçililik mektebine münhasır kalıyor? Biçare Halit Şazi’nin ruhu şadolsun, tesis ettiği mektebin kalfalara, çıraklara sathî bir imtihan üzerine nasıl dişçilik hakkı verildiğini görebilse, eminim ki, çok müteessir olacaktır. Müdür B. e şunu sorarım:

Senelerce okuyup yetişen bir mektep mezunu, sathî bir imtihanla, haiz olduğu ayni hukuk ve imtiyazatı herhangi bir kalfa veya çirağın da iktisap edebilmesini hoş görür mü?

Sonra bu kalfa ve çirakların imtihan suallerini, Müdür B. in söyledikleri gibi Sıhhat Vekâleti tertip etmez; Müdür B. in riyasetinde toplanan imtihan heyetince tertip ve Vekâletçe tastik edilir. Imtihanların bütün heyeti imtihaniye huzurile nazarî ve amelî yapılması da kanun ahkâmındandır. Fakat daha geçen hafta, bir kalfanın imtihanında bu ahkâma riayet edilmemiştir. İmtihan, 3 doktor ve 2 diş tabibi huzurunda yapılmış; bu heyetin diş tabibi âzası bu kalfaya iktidarsızlığı dolayısile sıfır vermiş, fakat doktor azalar aliyülâlâ derece tayin etmişlerdir. Buna ne buyurulur?

Mektep müdürü B. Türk talebe miktarının, benim söylediğim adetlerden fazla olduğunu söyliyor. Türk tebaası değil, fakat ırkan Türk olarak mesela mektebin 2 inci sınıfındaki talebe adedi, söylediğimden fazla değildir. Zannedersem, Anadolu’da da her yerde bir kaç diş tabibi icrayi sanat ediyor. İstanbul ise distabiplerile dolmuştur.

Şimdi mektepte okuyan gayri Türklerin de ekseriyetle İstanbul’da kalmayı tercih edecekleri düşünülürse müdür B. in bu hususta söylediklerinin isabet derecesi kolayca takdir edilebilir.

Doktorluk ve tabiplik ünvani meselesine gelince, Dişçilik mektebi âli bir mektep veya Darülfünun bir şubesi ise neden mezunlarına doktor diploması verilmiyor? Diş tabipleri, Disçilik Mektebinden, mezunlarına doktor ünvanını da verebilecek surette çalışmasını bekliyorlar.”

ŞUNLAR DA HOŞUNUZA GİDEBİLİR