“Dişçi Mektebinin ‘Hikmeti Vücudü’ Yok mu?” | 12 Ekim 1932 – Milliyet Gazetesi

tarafından tdh
0 Yorum Yap

Diş tabipleri arasında hoşnutsuzluğa sebep olan nelerdir?

Ali Azmi B. ne diyor?

Dişçi kalfalarına, çıraklara Dişçi Mektebinde sathi birer imtihandan sonra diploma verilmekte olduğu ve bu vaziyet mektep mezunu diş tabipleri arasında hoşnutsuzluğu mucip olduğu söylenmektedir.

Bu hususta, maruf diş tabiplerimizden ve muallimlerinden Ali Azmi B. bize şunları söyledi:

“— Geçenlerde Kazım Nami B. Dişçi Mektebinin ıslahına dair güzel bir makale yazmıştı. Mektep müdürü Dr. Server Bey bu makaleye cevap verdi. Fakat tenkit mevzular ile bu cevap başka başka şeylerdi. Ben de bir iki noktaya temas edeyim:

Her şeyden evvel mektep müdürü doktordur, meslekten bir müdüre ihtiyaç vardı. Bir müddet evvel dişçi kalfalarına bilimtihan diploma verilebileceğine dair bir kanun çıktı. Almanya’da da böyle olmuştu. Memleketimizde on sene yalnız başına kabine idare etmiş permili veya permisiz, imtihan verebilir vaziyet ve kıymette ancak 5-6 kişi çıkabilirdi. Bunların bilimtihan diploma almaları tabii hakları idi. Halbuki böyle olmadı. Çıraklara varıncaya kadar 200-300 kişi imtihana girdi. Kerpeten nedir? gibi basit sualler soruldu. Bir muallimin sıfır verdiğine başka bir muallim aliyülala derece verdi. Bu suretle yüzlerce kimse, diploma aldı. Halbuki kanunun gayesi bu değildi ve bu imtihan mahdut bir müddete münhasır olacaktı. Fakat daha dün bile bir permili imtihan edilmiş ve diploma almıştır.

Vaziyet bu merkezde iken Diş doktorluğu ünvanı kanun ile kaldırılmış, diplomalılara Diş tabibi denilmiştir. O Dişçi Mektebi ki, kalfalara, çıraklara varıncaya kadar sathi bir imtihanla diploma vermiş ve vermektedir; Ben de doktor olsaydım, böyle diploma sahipleri ve böyle bir mektep mezunlarına Doktor denilmesine doğrusu razı olmayacaktım.

Dişçi Mektebinde, bugün Rum ve Ermeni idadilerinden aldıkları şahadetnamelerle girmiş talebe var. Bir Zoğrafyon mektebinin veya mesela bir Kasapyan idadisinin sertifikası, bir lise diploması kıymetinde midir? Bunlar da yarın yetişecek ve mesleğe dahil olacaklardır. Bunlara karşı, senelerce okumuş, diplomalar almış diş tabiplerinin vay haline demekten başka söylenecek söz bulamıyorum.

Etıbba Odası, kendi arasına diş tabiplerini de almış bulunuyor, fakat büyük hata etmiştir. Bu çıraklar, kalfalar, permililer diploma aldıktan sonra diş tabiplerinin yeri Etıbba Odası değil, esnaf cemiyeti olmak gerektir.

Mektepte okumuş, diploma almış, hakiki diş tabiplerini, bugün, diş tabibi olduklarını söylemekten sıkılacak bir hale düşürmüştür.

Sonra bugün Dişçi Mektebinde talebenin ekserisini gayri Türkler teşkil ediyor. Yalnız 1 inci sınıfta 33 Bulgar, 19 Ermeni, 9 Rum talebeye karşı 3 veya 4 Türk talebe bulunuyor. Diğer sınıflarda da bu nisbet değişmiyor. Bu da gösteriyor ki, Türk talebe, rast gelene diş tabibi diploması verildiğini görerek artık mesleğe rağbet etmemekte eczacı kalfasına eczacı diploması verilmediğini düşünerek mesela o mesleği tercih etmektedirler. Bu şerait dahilinde Dişçi Mektebinin hikmeti vücuduna bir türlü akıl erdiremiyorum.”

ŞUNLAR DA HOŞUNUZA GİDEBİLİR