Ekonomik krizin toplum üzerindeki etkisi her geçen gün ağırlaşmaktadır. Milyonlarca yurttaşımız yoksulluk, işsizlik ve gelecek kaygısı gibi gittikçe büyüyen sorunlarla baş etmeye çalışmaktadır. AKP iktidarının yönetememe kriziyle eş zamanlı olarak kötüleşen tablo aynı zamanda sağlık hizmetleri için olumsuz sonuçlar üretmektedir. Ağız diş sağlığı hizmetleri ve diş hekimleri de çok boyutlu bir şekilde bu durumdan etkilenmektedir.
Türk Lirasının tarihi bir düzeyde değer kaybetmesi devlette ve özelde ücretli çalışan diş hekimlerinin gelirlerinde ciddi bir azalmaya neden olmuştur. Özellikle kötü şartlarda ve düşük ücretlerle işe başlayan genç meslektaşlarımız bu anlamda en dezavantajlı grubu oluşturmaktadır. Muayenehanesi olan meslektaşlarımız ise artan hayat pahalılığı karşısında çaresiz kalmış durumdadır. Diş hekimlerinin borçluluk düzeyi günden güne artmaktadır. Eriyen ücretlerle birlikte meslektaşlarımızın özlük ve sosyal hakları da gerilemektedir.
Paradaki değer kaybı ve yüksek döviz kurları ağız diş sağlığı hizmetinde kullanılan ekipman ve malzemelerin temininde büyük sorunlar yaratmaya başlamıştır. Ekipman ve malzemelerin piyasada bulunamıyor olması veya teslimatın ileri tarihlere ertelenmesi hizmet sunumunda aksamalara yol açmaktadır. Pahalılık nedeniyle düşük nitelikli ekipman ve malzemelere yönelim hizmet niteliğinde düşüşle sonuçlanmaktadır. Neredeyse tümüyle ithal edilen bu ekipman ve malzemelerin teminindeki krizin önlem alınmazsa giderek büyüyeceği tahmin edilmektedir.
Yurttaşların ağız diş sağlığı hizmetlerine erişimi pandemi ve ekonomik kriz nedeniyle oldukça zorlaşmıştır. ADSM ve ADSH’larda haftalar sonrasına randevu verilebilmektedir. Diş hekimlerinin olumsuz çalışma koşullarına dayanamayıp istifa etmesi hizmet sunumundaki yetersizliği daha fazla beslemektedir. Parası olmayan yurttaşlar en temel ağız diş sağlığı hizmetlerinden yararlanamaz hale gelmiştir. Geçmişten beri daha az önem verilen koruyucu ve önleyici hizmetler krizin derinleşmesiyle birlikte tümden unutulmuştur. Ağız diş sağlığı gereksinimini karşılayamayan yurttaşların gelecekte önemli hastalıklar ve sağlık sorunlarıyla karşılaşma riski artmaktadır.
Sorunlarımız fazladır fakat sağlık emekçilerinin mücadelesi de gelişmektedir. 15 Aralık günü toplumun sağlık hakkı ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için TTB, SES, Genel Sağlık-İş ve Birlik ve Dayanışma Sendikasının çağrısıyla greve çıkan sağlık emekçileri arasında TDB’nin pasif tutumuna rağmen önceki döneme göre daha fazla sayıda diş hekiminin olması bizler için sevindiricidir. Diş hekimlerinin sorunlarını daha yüksek sesle dile getirmesi, örgütlü bir şekilde hareket etmesi ve çözüm için baskı oluşturması önümüzdeki süreç için oldukça önemlidir. Çünkü AKP iktidarı ülkenin en büyük halk sağlığı sorunu haline gelmiştir ve iflas etme noktasına ulaşmış “Sağlıkta Dönüşüm” sisteminin bu haliyle sürdürülemeyeceği ortadadır. Yeni bir sağlık sistemi için bütün sağlık emekçileri gibi diş hekimlerine de büyük sorumluluk düşmektedir. Halkın ağız diş sağlığı hizmetlerine erişiminin önündeki engellerin giderilmesi ve diş hekimlerinin sorunlarının çözümü ancak toplumcu perspektifle ele alınmış bir sağlık sistemiyle mümkün hale gelebilecektir.