Sağlık Çalışanlarını Korumadan Salgınla Mücadele Edilemez

tarafından tdh
0 Yorum Yap

COVID-19 bütün dünyada hızla yayılmaya devam etmekte ve bununla paralel olarak da salgınla mücadele bütün dünya halklarının neredeyse tek gündemi olmayı sürdürmektedir. Saptanabilen olguların sayısı bir buçuk milyonu, virüs sebepli ölümlerin sayısı ise yüz bini aşmış durumdadır. Ülkemizde de ilk vakanın resmi olarak duyurulmasından bu yana yaklaşık olarak bir ay geçmiş ve salgının etkisi her geçen gün genişlemektedir. Yine resmi açıklamalara göre Türkiye’de COVID-19 olgu sayısı elli bini, toplam ölüm sayısı ise bini geçmiş durumdadır. Olguların ve ölümlerin raporlanmasının sağlıklı bir biçimde yapılmadığını da göz önünde bulundurursak salgının bilançosunun ülkemiz adına daha şimdiden oldukça ağır olduğunu söyleyebiliriz.

Salgın veya daha genel olarak kriz yönetiminin ülkemizde nasıl sürdürüldüğüne baktığımızda ise, her ne kadar çeşitli söylem ve yöntemlerle üstü örtülmeye çalışılsa da karşımıza kocaman bir başarısızlık tablosu çıkmaktadır. Sağlık çalışanlarının sağlığı ise bu başarısızlık tablosunda en yakıcı başlıklardan birisini oluşturmaktadır. Geçtiğimiz Cuma günü 31 ili kapsayan sokağa çıkma yasağı kararının alınış şeklinde, bunun duyurulmasında ve sonrasında yaşananlarda zirve yapan yönetim basiretsizliği, salgının resmi olarak kabul edilmesinden bu yana sahada çalışan sağlıkçıların korunması hususunda uzun zamandır sürmektedir. Koruyucu ekipman ve malzeme konusunda hala eksiklikler bulunmakta, yapılan iyileştirmeler de salgınla mücadelenin bütünselliğine aykırı olarak sağlık çalışanları arasında ayrımcılık uygulanarak gerçekleştirilmektedir. Bu ihtiyaçları gidermeye yönelik, hem kimi yerel yönetimlerin hem de ülkenin dört bir yanında örgütlenen dayanışma ağlarının faaliyetleri ise anlamsız bir şekilde engellenmeye çalışılmaktadır.

Salgınla mücadelede büyük bir özveriyle çalışan sağlık emekçilerinin bir diğer önemli sorunu da kendilerine yönelik düzenli test uygulanmamasıdır. Çoğu zaman semptomların ortaya çıkması beklenilmekte, bu durum ise hem hastalığın bulaş riskini arttırmakta hem de sağlıkçının kendi sağlığının olumsuz yönde etkilenmesine neden olmaktadır. Filyasyon çalışmaları ve acil diş tedavileri için sahada görev alan diş hekimlerini de doğrudan etkileyen bu hatalar ve yanlışlar salgınla mücadelede telafisi çok güç olan uygulamalardır.

Sağlık çalışanlarının korunması için gerekli tedbirlerin eksiksiz ve ayrım gözetmeden herkes için alınması gelinen noktada büyük önem taşımaktadır. Daha fazla ölümün olmaması ve olumsuz tablonun ağırlaşmaması için konunun muhataplarını sorumlu davranmaya ve bilimsel bakış açısından ödün vermemeye davet ediyoruz.

ŞUNLAR DA HOŞUNUZA GİDEBİLİR