Dün öğlen saatlerinde yaşanan deprem İstanbul’da yaşayanlara deprem gerçeğini tekrar hatırlatmış, hazırlıksızlığın neden olduğu panik ise 1999’dan bu yana 20 yıl boyunca iktidarların afetler konusunda oyalanmaktan başka bir şey yapmadığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Deprem gibi toplumsal anlamda yıkıcı birçok afette en yoğun çalışması beklenen, aynı zamanda toplanma alanları olan ve bu nedenle afetlere hazırlık anlamında öncelikli olarak değerlendirilmesi gereken hastanelerin fiziki kapasiteleri ise maalesef yine sınıfta kalmıştır. Bu hastaneler içerisinde en kötü durumda olanlardan bir kısmı da İstanbul Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren hastanelerdir.
Bugün sabah saatlerinden itibaren hem kendilerinin hem de hastalarının can güvenliği nedeniyle dersliklere ve kliniklere girmeyi reddeden İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri, çalışanları, asistanları ve öğretim görevlileri fakülte önünde oturma eylemi başlatmış, bu durumu kabul etmediklerini göstermişlerdir.
Deprem öncesinde bile kelimenin gerçek anlamıyla dökülen fakülte binası, deprem sonrasında iyice kullanılamaz hale gelmiştir. Böyle bir ortamda ne diş hekimliği eğitimi ne de nitelikli bir hizmet sunulması beklenemez. Bu sebeple eylemcilerin bütün talepleri meşrudur ve bu talepler ilgili kurumlar tarafından acil bir şekilde karşılanmalıdır. Yıllardır sözü edilen yerinde dönüşüm çalışmaları bir an önce başlatılmalı, bütün fakülte personeli ve öğrenciler için alternatif ve güvenli bir çalışma ve eğitim ortamı yaratılmalı, hastalara yönelik hizmetin aksamaması için de gerekli görevlendirilmeler yapılmalıdır. Daha önce yapıldığı gibi çeşitli oyalama taktikleri ve meseleyi sürece yayarak gündemden düşürme girişimlerine karşı ise Toplumcu Diş Hekimleri olarak konunun takipçisi olduğumuzu bildiriyor, bir an önce gerekli çalışmaların başlatılması için meslek örgütlerinin ve bütün meslektaşlarımızın da aynı hassasiyeti göstermelerini temenni ediyoruz.