İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ı bu yıl da pandemi koşullarında karşılıyoruz. İçinden geçtiğimiz kötü günlere, bunca haksızlığa, eşitsizliğe, ayrımcılığa ve baskıya rağmen başka bir dünya için mücadele edenleri selamlıyoruz.
COVID-19 salgını biz diş hekimleri için pek çok olumsuzluğu beraberinde getirdi. Diş hekimlerinin de dahil olduğu 400’den fazla sağlık emekçisi COVID-19 nedeniyle hayatını kaybetti ve bu sayı her geçen gün artıyor. Hastalığın sağlığımız üzerinde yarattığı doğrudan etkilerin yanında plansızlık nedeniyle çalışma düzenlerimiz alt üst oldu, iş tanımlarımız belirsizleşti. Çalışma koşullarımız kötüleşti, iş yükümüz arttı, ücretlerimiz eridi. Kısacası, bütün sağlık emekçileri ne yaşadıysa diş hekimleri de aynı süreçlerden geçti.
Emeğiyle geçinenler için hayat bir yıl öncesine göre daha da zorlaşmış, geldiğimiz noktada salgın artık işçiler, emekçiler, ezilenler için toplumsal ve sosyal cinayet halini almıştır. Gecikmeler, eksiklikler, plansızlık yerini iktidarın boş vermişliğine, sorumsuzluğuna bırakmıştır. Patronlar için her türlü tedbir ve koruma önlemleri alınırken halka adeta “ne haliniz varsa görün” denilmektedir. Salgın yönetimi akıl ve bilimin yol göstericiliğinde değil sermayenin ihtiyaçlarına ve iktidarın gerici ajandasına endekslenmiştir.
Bir kez daha belirtiyoruz: AKP iktidarı bu ülkenin bir numaralı halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Önlenebilir nedenlerle her gün yüzlerce insanımız hayatını kaybetmekte, işçiler, emekçiler açlığa mahkûm edilmektedirler. Fakat bunların hiçbirisini yaşamaya mecbur değiliz. Sağlığımızdan ve hayatımızdan kaygı duymadığımız, emeğimizin hakkını alabildiğimiz, insanca yaşanabilen ve geleceğe güvenle bakabildiğimiz bir ülke için birikimimiz de yeteneğimiz de fazlasıyla mevcuttur.
İhtiyacımız, kapitalizmin yarattığı bu yıkıma son verecek, toplumcu bir sağlık anlayışının hayata geçebileceği toplumcu bir düzendir.
Mücadele ve dayanışmayla,
Yaşasın 1 Mayıs!