Yaşasın 8 Mart! – Tülin Çelik

tarafından tdh
0 Yorum Yap

“Dünya Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür.

İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. Dünya Kadınlar Günü, kadın hakları hareketinde bir odak noktasıdır.”

Diyor Wikipedia…

Ardından şu yazıyor bu linkte:

“Birleşmiş Milletler’in resmi internet sayfasında günün tarihine ilişkin bölümde 8 Mart gününün seçilmesine kaynaklık eden olay hususuna yer verilmemiştir.”

Oysaki “26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplanan 2. (Sosyalist) Enternasyonal’e bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Almanya Sosyal Demokrat Partisi delegeleri Clara Zetkin, Kate Duncker ve arkadaşları bundan böyle her yıl bir ‘Kadınlar Günü’ düzenlenmesi önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi” de deniliyor açıklamada, Birleşmiş Milletler’in bunu resmi kabul ve deklare tarihi 1977 iken! Sosyalist mücadele bunun adını kaç yıl önce koymuşken üstüne üstlük. Fabrikada emeklerinin hakkını almak için grev yapmak isterken kilitli bırakılarak yangın çıkartılıp katledilen 120 kadının anısına, grev, eşitlik diyen kadınların mücadelesine saygıyla…

Benim için adı, her ne kadar sonradan sadece “Dünya Kadınlar Günü” olarak değiştirilip kapitalizm ve onun günümüzdeki yüzü neoliberalizmin “tüket, itaat et, öl” çerçevesinde içi boşaltılmaya, hafifsetilmeye çalışılsa da Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak benimsediğim bir gündür.

Kutlanası bir gün müdür?

Hayır. Çünkü kutlama TDK ilk anlamıyla “mutlu bir olaya sevinildiğini söz, yazı veya armağanla anlatmak, kutlamak, tebrik etmek” demektir.

Oysa kadınların patriyarka içinde varoluş savaşının halen devam ettiği bu çağda kutlamanın tam tersi, yaşanan şiddet ve eşitsizliğin dayanışma ve direngenliğin bir göstergesi olması adına kıymetli bir gündür. Mücadele bilincinin, kadın kimliğinin erkek dünyanın aksine daha da güçlenerek alanlara yayıldığı, sevilesi, katılım sağlanması gereken bir gündür de aynı zamanda.

Kadınların sokakta, işyerinde ve yaşamın her alanında iktidar baskısıyla karşı karşıya olduğu, yeniden üretim anlamında emeğinin yok sayıldığı, işinden edildiği, ayrımcılığa, şiddete ve tacize maruz kaldığı, katledildiği, hukuki destek bulamadığı çağımızda “8 Mart” tam da bu anlamda kadınların kendilerine dayatılan baskılara karşı duracağı ve ses çıkaracağı bir gün, bir fırsattır.

Kadın mücadelesinin salt kadınların kazanımları için değil, aksine tüm insanlık adına yapılan bir mücadele olduğunun altını kalın çizgiyle çizerek, savaşların, krizlerin faturasını ne kadınlar ne çocuklarımız ödemesin, ödemeyecek diyoruz.

Dünyanın her yerinde direniyoruz. Haklarımız ve özgürlüklerimiz için meydanlarda olmaktan da vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz!

 

 

 


https://tr.m.wikipedia.org/wiki/D%C3%BCnya_Kad%C4%B1nlar_G%C3%BCn%C3%BC

ŞUNLAR DA HOŞUNUZA GİDEBİLİR