Sağlık Okuryazarlığı – Lyl

tarafından tdh
0 Yorum Yap

Günümüzde “sağlık reformu” adı altında değişip dönüşerek sektörleşen sağlık sistemi; temel sağlık hizmetlerinden etkin olarak yararlanabilmek, verilen hizmetlere en doğru yoldan ulaşabilmek ve fırsat eşitsizliklerini asgari sınırlara indirebilmek için, sağlık ile ilgili kavramları anlayabilme, gerekleri yerine getirebilme, sağlık politikalarını anlama, hak ve sorumluluklarını tanıma, iletişim teknolojisinde kaydedilen ilerlemeler sonucu ortaya çıkan bilgi kirliliğiyle, etik dışı reklam fırsatçılığıyla, kapitalizmin topluma dayattığı kalıplaşmış güzellik kaygısını fırsat bilerek peyda olan estetik tuzağıyla baş edebilme yeterliliğine sahip olmayı gerektirir. Sağlık okuryazarlığı düzeyi, bu yeterlilik durumlarını tanımlar. Başka bir deyişle sağlık okuryazarlığı; bir bireyin sağlıkla ilgili herhangi bir bilgiyi anlayıp yorumlaması ve buna uygun davranış göstermesi olarak tanımlanabilir.

Sağlık okuryazarlığı düzeyleri üzerine yapılan araştırmaların hemen hepsinin sonucuna göre yeni ve karmaşık sağlık sisteminde sağlık okuryazarlığı düzeyinin yeterli olmaması, sağlık hizmetlerinden gereğince yararlanamamaya bağlı mağduriyetlere sebep olmaktadır. Değişen sağlık sistemine uyum sağlamakta bocalayan ve mağdur olan hastalar, muhatap olarak bulabildikleri birebir iletişim halinde oldukları sağlık emekçileri ile karşı karşıya gelmektedir. Sağlık çalışanının mesleğini icra etme alanı daraltılmış, hastaların sağlık çalışanına olan saygı ve güveni azalmıştır. Sağlık hizmetleri verimli şekilde sunulamamaktadır. Bu da özelde bireylerin genel sağlığını, psikolojik sağlığını ve ağız sağlığını olumsuz yönde etkilerken, genelde hasta ve sağlık çalışanının hayatını ve toplum sağlığını tehdit eder. Sağlık okuryazarlığı düzeylerinin toplumsal düzeyde üst seviyelere taşınması bu karmaşıklığı azaltacak olması açısından anlamlıdır.

Tarihi süreçte meydana gelen sosyolojik değişimler, sağlık teknolojisindeki ve iletişim teknolojisindeki değişimler, toplumun sağlık ve sağlıklı yaşam algısını önemli ölçüde değiştirmiştir. Günümüzde sağlık alanında, tedavi hizmetlerinin yanı sıra hastalıklardan korunmaya yönelik programlar da önem kazanmıştır. Artık hastalığı tedavi etmek yerine hastalığın önüne geçmek hedeflenmektedir. Hastalıklardan korunma yolları ve tedavi yaklaşımlarında yaşanan değişimin yanında, sağlık çalışanları ile hastalar arasındaki iletişimin boyutları da değişmiştir. Sağlık çalışanları ve hastalar arasındaki iletişim sürecinde hastanın sağlık çalışanını anlayabilmesi, yazılı metinleri okuyabilmesi sağlık hizmetinin kendini gerçekleştirebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu iletişim sürecinde yaşanan, hastanın verilen bilgileri anlayamaması, hekim tarafından reçete edilen ilaçları zamanında ve doğru biçimde kullanamaması, tarafına verilen bilgi/onam formlarını okuyamaması ya da anlayamaması, yapılan uyarıların öneminin farkına varamaması gibi problemler, sağlık okuryazarlığının tespiti ve geliştirilmesi ile ilgili çalışmaları dünya çapında bir gereklilik haline getirmiştir.

Sağlık okuryazarlığı terimi ilk defa 1974 yılında S.K. Simonds tarafından kullanılmıştır. 90’lı yıllarda tartışılmaya değer bir idea olarak tekrar gündeme gelmiş ve 2000’li yıllarda konuya ilişkin araştırmalar somutlaştırılmaya başlamıştır. Baker ve ark. (2004) yaptıkları çalışmada sağlık okuryazarlığı düzeyi yeterli olan bireylerin sigara, alkol tüketiminin daha az, fiziksel sağlıklarının ise daha iyi durumda olduğunu saptamıştır. Kim (2009) sağlık okuryazarlığı yeterli düzeyde olan bireylerin daha sık fiziksel aktivite yaptıklarını, Zoellner ve ark. (2011) bireylerin sağlık okuryazarlığı düzeyleri arttıkça sağlıklı beslenme puanlarının da arttığını söylemiştir. Bunun gibi birçok çalışma sağlık okuryazarlığı üzerine eğilirken Türkiye için bu kavram daha çok yenidir.

Sağlık okuryazarlığının ölçülebilmesi için birçok farklı ölçüm sistemi geliştirilmiştir. Bu sistemlerden dördü Türkçe diline çevrilmiş. Bunlardan birkaçı TOHFLA (Yetişkinlerdeki Sağlık Okuryazarlık Testi), REALM (Tıpta Yetişkin Okuryazarlığının Hızlı Ölçümü), NVS (En Yeni Hayati İşaret Testi), Sağlık Okuryazarlığı Tanılama Ölçeği’dir. Sağlık okuryazarlığını ölçmek amacıyla geliştirilen bu ölçeklerin geçerlilik ve güvenilirliği de dikkate değer bir araştırma konusu olarak görülmektedir. Türkiye’de de bahsi geçen sistemlerden yola çıkılarak farklı ölçüm sistemleri geliştirilme ve uzman görüşlerine sunulma aşamasındadır. Türkiye toplumuna uygun hazırlanmış, hassas bir ölçüm sistemiyle sağlık okuryazarlığı düzeyleri belirlenmeli ve bu düzeylerin yeterli seviyelere çekilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Sağlıklı bir toplum için ve sürdürülebilir sağlık için yani özetle sağlık hakkının gerçekleşmesi için sağlık okuryazarlığı seviyesinin arttırılması büyük önem arz eder ve bu hedefin sağlık politikalarının temelinde yer alması gerekir.

Sağlık hakkının evrensel boyutta tanınmasında, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından geliştirilen sağlık tanımının önemli yeri bulunmaktadır. Sağlık hakkı, temel insan hakları arasında sayılmakta ve ülkeler tarafından bu hakkın kullanımı konusunda yasal güvenceler sunulmaktadır. Türkiye Anayasası’nın 56. maddesi ile “herkesin yaşamını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama” yükümlülüğü devlete verilmiştir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesi de devletin sorumluluğundadır. DSÖ, sağlık alanında birçok konuda yayınladığı raporlar/araştırmalar ve ortaya koyduğu hedefler ile üye ülkelere yol gösterip danışmanlık etmektedir. Örgüt, son on yılda sağlıktaki eşitsizliklerin asgari sınırlara indirilmesi ile ilgili olarak “sağlık okuryazarlığı” kavramına dikkat çekmektedir. DSÖ’nün Sağlığın Sosyal Belirleyicileri Komisyonu tarafından yayımlanan bildirisinde de, hem yoksul hem de zengin ülkelerde sağlık alanındaki eşitsizliklerin en önemli belirleyicisinin “sağlık okuryazarlığı” olduğu ifade edilmektedir. Sağlık okuryazarlığı kapsamında, sağlığı geliştirmek ve sağlıklı olma halini devam ettirebilmek için bilgiye ulaşma, bilgiyi anlama ve kullanmayı etkileyen bireysel, sosyal ve bilişsel beceriler yer almaktadır. Bu becerilerin geliştirilmesi sağlık hakkının kullanımı açısından son derece önemlidir. Sağlıkta eşitsizliği ortadan kaldıracak ve sağlıklı yaşamın ve daha kaliteli yaşam hakkının elde edilmesini sağlayacak adımlardan biri çok açık ki sağlık okuryazarlığı düzeylerinin yükseltilmesidir.

 

 


Candan K. Ç., Mehtap K. “What is Health Literacy? How to Measure it? Why is It Important?” J Fam Med Primary Care 2016 Cilt 10, Sayı 1

SELDEN C. R. vd. (2000), Health Literacy, USA: US Department of Health and Human Services

Kim SH. (2009). Health literacy and functional health status in Korean older adults. Journal of Clinical Nursing, 18: 2337–2343.

Von Wagner C, Knight K, Steptoe A, Wardle J. (2007). Functional health literacy and health-promoting behavior in a national sample of British adults. J Epidemiol Community Health, 61: 1086–1090.

Sezgin D, Sağlık Okuryazarlığını Anlamak İletişim Dergisi
http://iletisimdergisi.gsu.edu.tr/download/article-file/82916

Zoellner J, You W, Connell C,Smıth-Ray RL, Allen K, Tucker KL, Davy BM, Estabrooks P. (2011). Health literacy is associated with healthy eating index scores and sugarsweetened beverage intake: Findings from the rural lower mississippi delta. J Am Diet Assoc,111: 1012-1020.

Baker DW, Gazmararian JA, Williams MV, Scott T, Parker RM, Green D, Ren J, Peel J.

(2004). Health literacy and use of outpatient physician services by Medicare managed care enrollees. J Gen Intern Med , 9: 215–220

World Health Organization. (2007). Achieving health equity: From root causes to fair outcomes. Retrieved March 17, 2012, from http://www.who.int/social determinants/resources/interim_statement/en/

World Health Organization. (2008). Social determinants of health in countries in conflict a perspective from the Eastern Mediterranean Region. Retrieved 2012 http://www.emro.who.int/dsaf/dsa955.pdf

TBMM Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (1982).
https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa82.html

ŞUNLAR DA HOŞUNUZA GİDEBİLİR