Aşı Karşıtlığının Küçük Kardeşi: Flor Karşıtlığı – Mehmet Karabağ

tarafından tdh
0 Yorum Yap

Son dönemde çok sık karşılaştığımız ve her geçen gün daha da artan bir toplum sağlığı sorunu: Florür karşıtlığı. Anti-aşıcılarla anti-florürcülerin benzer zamanlarda hortlaması tesadüf değil. Televizyon kanallarında bu propaganda için örgütlenmiş kişiler tarafından çok çeşitli suçlamalarla sürekli florür düşmanlığı yapılıyor. Suçlamalar arasında Hitler’in floru savaş tutsaklarında kullandığı, florun bir fare zehri olduğu, IQ’da azalmaya yol açtığı, internet entelektüeli bir milletvekilinin iddia ettiği gibi “Müslümanları koyun gibi yaptığı” ve nihayetinde bunun bir komünist planı olduğu gibi örnekler var. Suçlamalar o kadar geniş çerçevede ki sınıflandırıp ona göre cevap vermek çok zor görünüyor.

Bu suçlamaların geldiği çevreye de şöyle bir göz atacak olursak, neredeyse tamamının doğrudan iktidarın televizyon kanallarında boy gösterdiği kolayca fark edilebilir. Kimi “bitkisel ürün pazarlayıcıları”, sağlık programlarına çıkan bazı sözde doktorlar halkımızın zihinlerine sürekli bunları pompalıyor. Hatta bazıları herhangi bir bilgi sahibi olmadığı konu hakkında o kadar emin konuşuyor ki; “vücudumuza en ufak faydası olmayan flor…”

Tüm bunlar iktidarın bilinçli olarak yaptığı gerici propagandanın bir parçasıdır. Bilimsel olarak yeterli miktarda alındığında dişlere faydası olduğu kanıtlanmış bir elementin “hiçbir yararı olmayan bir fare zehri” olduğunu öne sürmek ve ısrarla savunmak ancak çürümüş ortaçağ zihnine sahip olmayı gerektirir.

Gericiliğe Karşı Bilim, Yalana Karşı Gerçek!

Florun dişler üzerindeki henüz ilk faydası amelogenezis safhasında enzimlerin aktivasyonudur. Devamında maturasyon evresinde minenin yapısına katılarak çürüğe daha dayanıklı bir mine oluşmasını sağlar. Dişler sürdükten sonra flor, minedeki kalsiyum ile birleşerek diş yüzeyini kuvvetlendirir ve bakterilerin başlattığı asit saldırılarına karşı diş minelerine direnç kazandırır. En nihayetinde çürük insidansını azaltır.

Elbette florun sistemik veya lokal toksisitelere sebep olabileceğinin farkındayız ve kliniklerimizde halkı bu konularda uyarıyoruz. Fazla miktarda alındığında zehirlemeye yol açacağı, iki-üç yaşından küçük çocukların dişlerinin florsuz diş macunu ile fırçalanması gerektiği ve çocukların florürlü macunları yutmasının engellenmesi için uyarılarda bulunuyoruz. Bu gerici yalanlara karşı halka bilimsel gerçekleri sunuyoruz.

Vakit, Toplumcu Diş Hekimleri olarak elimizi taşın altına koyma vaktidir!

Ancak bu sorunlar bireysel çalışmalarla aşılabilecek türden değildir. Flor karşıtları tıpkı aşı karşıtları gibi televizyon kanallarında ve gazetelerde örgütlü halde sürekli propaganda yaparken bizler kliniklerde anlattıklarımızla yeterince etkili olamıyoruz. Bu konuda şu anda en kritik görev Türk Diş Hekimleri Birliği ile Türk Pedodonti Derneği’nin üzerine düşüyor. Bu iki kurum aylar önce bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Bu açıklama iktidar yanlısı olmadığını bildiğimiz yalnızca birkaç tane televizyon kanalında yayınlandı. TDB bununla yetinmiş görünüyor ancak bu kesinlikle yeterli değildir. Halk sağlığını ilgilendiren sorunlar ciddi sorunlardır. TDB’nin acil ve öncelikli gündemi bu olmalıdır. Çürükle mücadelede en etkin koruyucu tedavi olan florür uygulamasının savunusu, yüzeysel bir basın açıklamasından ibaret olamaz. Florür uygulanan ile uygulanmayan bireyler arasındaki çürük insidanslarının karşılaştırıldığı bilimsel araştırmalar kamuoyu ile paylaşılarak florür etkin şekilde savunulmalıdır. Klinikler bu konuda bilgilendirici afişlerle yoğun şekilde donatılmalıdır. Bu örnekler arttırılabilir ve farklı pratikler ortaya konulabilir. TDB’nin yorgun bürokratlarının tüm bunları hayata geçirmeye mecali yoktur ancak bunu yapmalarını sağlayacak ve denetleyecek olan bizleriz.

ŞUNLAR DA HOŞUNUZA GİDEBİLİR